Burun estetiği konusunda oluşan kafa karışıklarından önemli bir tanesi estetik sırasında nefesin açılıp açılmayacağıdır. Kimi insan estetik ve nefes almanın ayrı iki işlem olabileceği gibi yanlış bir fikre kapılmıştır.
Kimi hasta da yanlış bilgilenme sonucu ikisini de ayrı ayrı yapılması gerektiği gibi bir fikre kapılır. Oysa burun cerrahisi ayrılmaz bir bütün olarak ele alınmalıdır. Doğru yapılmış bir rinoplasti operasyonunda hem burun içi düzeltilip nefes açılır hem de burun şekillendirilir.
Burun içini düzeltmenin burun estetiğine birden fazla önemli katkısı vardır. İlki burnun orta bölmesini oluşturan septum dediğimiz kısımda bulunan ileri düzeydeki bir eğrilik burun piramidinin şeklini de bozacaktır. Bu kısım düzeltilmez ise burunda tam orta hatta gelmez. Ya da başka bir ifade ile eğri bir burnu düzeltmek için mutlaka septum da düzeltilmelidir.
Burun estetiği ameliyatı sırasında burun sırtını ve ucunu şekillendirmede kıkırdak greftler kullanılır . Bu kıkırdak parçaların kaynağı da burun içi bölmesidir yani septumdur. Bu nedenle de burun içinin cerrahisini birlikte yapmak gerekir. Önceden burun ameliyatı olmuş kişilerde bu kıkırdak kısımlar alınıp kullanıldığı için estetik sırasında kullanabileceğimiz materyal miktarı azalır ve estetik ameliyatın cerrahisi zorlaşır. Bazen kulaktan ya da başka bir bölgeden kıkırdak almak gerekebilir.
Son olarak en önemli nokta ülkemizde ırksal özelliklerimizden dolayı yapılan estetik cerrahiler ağırlıklı olarak burnu küçültme operasyonlarıdır. Küçülen bir bir burnun ise nefes alma fizyolojisinin bozulmaması için mutlaka burun içini düzeltip hava pasajını açık tutmak gerekir.